Bu hastalıklarda kaplıca tedavisini hastalık grubuna göre incelemek yararlı olur.
Şeker Hastalığında: İçme ve kaplıcadan yararlanılması vücutta insülin miktarını artırıcı, şeker kullanımını hızlandırıcı bir rol oynar. Buna rağmen kaplıca tedavisi, insüline fazlaca ihtiyaç göstermeyen ancak ilaç ve diyetle ayarlanabilen şeker hastalarında uygulanabilir. Şeker hastalığında sodalı sular, içmeler ve banyo tatbikleri olarak alınır. Kükürtlü sularda ise yine banyo uygulamaları ile tedaviye girilmelidir.
Şişmanlık: Vücutta depolanan yağların yanmasını, kandaki yağların, kolestrinin parçalanmasını hızlandırmak için kaplıca tedavisi çok uygundur. Banyo ve içmeler halinde kullanılan acı sular dediğimiz sülfatlı sular metabolizmayı ayarlar. Böbreği tembih ederek vücuttan su ve tuz atılmasını sağlar. Aynı zamanda karaciğeri tembih ederek, kana atılan birikintileri temizler.
Gut (Nikris): Hastalarında, vücutta ürik asit birikir. Bu madde böbrekte taş oluşmasına yol açar. Kanı ürik asitten temizlemek, hastalığın diğer organlara yaptığı harabiyeti önlemek için sülfatlı sular içilir ve banyo alınır. Radyoaktif sular bu hastalıkta da mafsal ağrılarının teskininde kullanılır. Böbrekte taş teşekkül etmişse, bu taşı eritmek ve yeniden oluşmasını önlemek için kalevi sular (sodalı sular) alınmalıdır.
Mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi hastalıklarında maden suları içlerindeki madensel tuzlara göre doze edilerek içilir. Az mineralli sular günde 3 defa iki bardak, çok mineralli sular günde 3-4 defa bir bardak aç karnına içilir. Beslenme bozukluğu hastalıklarında buna banyolar eklenir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder